"Sherlock holmes: a game of
shadows" filmini, serinin ilk filminde olduğu gibi çılgın ve
inanılmaz zeki yönetmenlerden guy ritchie yönetmiş. Benim en sağlam 15 yönetmen
listemde olmayan guy ritchie'nin listeye girmesine çok az kaldığını hisseder
gibiyim. Yönetmenin diğer önemli filmleri ise şunlardır; "lock, stock and two
smoking barrels", "snatch", "revolver" ve "sherlock holmes'un ilk filmi". İlk iki film ile kendine özgü
çılgın İngiliz tarzını geliştiren yönetmen, sherlock serileriyle biraz daha
farklı bir formata geçebildi zira "rocknrolla" ile artık sıkmaya başlamıştı.
Başrollerde de yine ilk filmdeki
gibi Robert downey jr. ve jude law yer
alıyor. Bu filmde James moriarty'yi ise başarılı oyunculardan jared haris canlandırıyor.
Sherlock holmes karakteri bildiğiniz üzere fiktif yani hayali bir karakterdir. Sir
Arthur conan doyle tarafından ortaya atılan bu polisiye, dedektiflik ve gizem senaryolarının
ana kahramanı, zamanla ingiltere'de ve dünyada inanılmaz derecede hayran
kitlesine ulaştı. Yazarın kitaplarında sherlock'un kaldığı yer olarak
gösterdiği "baker street 221/B" nolu daire, şu an müze olarak kullanılmakta ve
baya da bir turist çekmektedir.
Sherlock holmes ile ilgili tüm
dizi ve filmlerin esin kaynakları yazarın yazdığı onlarca dedektiflik hikâyesidir.
Bazıları dergilerde ve gazetelerde kısa hikayeler olarak yazılmışken bazıları
romanlaştırılıp kitap haline getirilmiştir. Sherlock holmes karakteriyle ilk
tanışmam da lise hazırlıkta zorla okutturulan İngilizce kitaplar sayesinde gerçekleşmiştir. Oradaki hikayede bizim dedektif bir yalıya gidiyor ve katili
buluyordu. Kitabı zar zor anlayabilmeme rağmen hikayeyi beğenmiştim. Bir diğer
okuduğum zoraki hazırlık kitabı ise "the elephant man" idi. Bir de "monkey paw" mu ne
vardı. Hey gidi günler kaç sene geçmiş neyse.
Sherlock holmes karakteri
öylesine zeki ve çılgınca resmedilmişti ki normal bir insanın bu hayali
şahıstan etkilenmemesi imkansızdı. Olayları “science of deduction” yani çıkarım
yapma sanatıyla çözen sherlock holmes'un botanik, zooloji, yakın dövüş
teknikleri, keman çalma ve besteleme (benim gibi sıkı bir bach hayranıdır) ile
sıkça absürt deneyler yapma gibi farklı dallarda alışkanlıkları ve başarıları
vardır. Orijinal holmes kitaplarını okumadığım için daha fazla detaylı bilgi
veremeyeceğim ama hemen hemen anlatılanlar bu yönde olacaktır. Diğer aile
yaşamı, arkadaşlıkları, kadınlara olan bakış açısı, kurnazlığı, alçak gönüllü
olmayışı ve ukalalığı pek çok ilgili film ve dizide ortaktır. İşte tüm bu film
ve dizilerin içinde en çok etkilendiğim ve hoşuma gidenler guy ritchie'nin
çektiği filmler ile “sherlock” isimli inanılmaz derecede başarılı bulduğum mini
dizidir. Aslında ilk önce o diziye değinmeyi düşünmüştüm ama sonra vazgeçtim. Bu
seri filmde olduğu gibi orada anlatılan olaylar ve dipnotlar da sir Arthur conan
doyle'nin eserlerinden esinlenilmiştir. Bazı yerlerde ise yönetmenler konuyu biraz
doğaçlama anlatımlarla desteklemişlerdir. Mesela sherlock isimli çok beğendiğim
dizide sherlock, 2010'larda yani günümüz zamanında yaşamakta ama kıyafetleri ve
zevkleri ile asıl sherlock'muş gibi davranmaktadır. Modern londra'nın içinde
anlatılan bir eski kafa dedektifin hikayesidir bu dizi.
Filme dönecek olursak, son filmde James
moriarty betimlemesine bayıldım ama gerçek hikayelerin birinde sherlock holmes,
profesör tarafından öldürülüyordu. Ayrıca profesör dedektiften daha akıllıdır. İngiltere'nin en akıllısı (muhtemelen kitaplarda
bu tüm dünya olarak vurgulanmıştır) profesör James moriarty; ikincisi sherlock'un abisi ve üçüncüsü de bizim dedektif olarak resmedilmişti. Ama filmde
sherlock, James moriarty'nin sinsice planını bozar, daha doğrusu bozduğunu
zannedip ayarı da yiyince öldürür. Gerçi sherlock'un ölmediğini biliyoruz ama
profesor de bir sonraki filmde karşımıza çıkabilir. Demem o ki bebeğim serinin
ikinci filminde hayran olduğum fiktif karakterlerden James moriarty'ye biraz
haksızlık edilmiş ama bunu da çok zeki izleyicilerin varlığına borçluyuz. Zaten
zamanında aynısı yazarın da başına gelmişti. Bir hikâyede sherlock, profesör
tarafından öldürülünce halktan çok tepki alır ve sonraki hikayede tekrar
diriltilerek dedektiflik yaşamına devam eder. Etrafımız basit insanlarla
çevrili olduğu için illaki her hikaye mutlu sonla bitecek ve iyiler kazanacak.
Ama şunu da unutmamak lazım; bir insan planlı bir şekilde kötülük yapıyorsa (ki
kötülük görecelidir ve filme göre profesör, tüm dünyayı savaşa sokup paranın ve
otoritenin amına komak istemektedir) muhtemelen iyilerden daha zekidir. Anlatılan
hikayenin sonunda da bu kötü tasvirin başarılı ve galip olmasında bence bir
mahsur yoktur neyse.
Sherlock holmes'un hikayeleri
zaten yeterince zeka parıltılarını barındırıyor ama bizim de sherlock holmes
gibi görüp olayları çözmemizi sağlayan sadece iki yapıt var. Diğer film ve
dizilerde sherlock holmes olay yerine gelir ve tak olayı çözer sonra bize yarım
saat anlatır. Ama bu bahsettiğim dizi ve filmde yönetmenler sayesinde biz de
çıkarım yapma sanatı yapabiliyoruz (bu arada şu videoyu da izlemelisiniz). İki eseri
de çok başarılı buluyor ve devamlarını şiddetle bekliyorum. Sherlock isimli
dizi son üç yılda sadece iki sezon ve sezon başına üç bölüm yayınladı. Türkiye'de
olsa ne olur diye demeye gerek yok heralde. Maalesef sadece buradan bile
ingitere'nin bizden ileri ve üstün olduğunu söyleyebiliyoruz, acı ama gerçek. 10
yıldır dış mihrakların öldüremediği bir Polat alemdar'a eşlik eden esrarengiz
yarışmalar ve arka sokaklar ile beraber akasya durağı. Bana kimse ileride bir
gün yeniden dünyayı yönetecek olan süper güç olacağımızı söylemesin zira küfür
ederim.
Güzel dizi demişken bazı
okuyucularım şiddetle dizi önerileri istiyor, ben de onları bu yazıda mutlu
edebilmeyi umuyorum. "Sherlock", "oz", "deadwood", "dexter", "breaking bad" ve "person of interest" ile "arrested development" çok
beğendiğim dizilerden. Sherlock'un 2. sezon 3. bölümünü yani şimdilik son
bölümünü de hiçbir dizinin herhangi bir iddalı bölümüne değişmem o kadar. Deadwood'daki oyunculukları da başka bir yapıtta zor görürsünüz.
Şimdilik öyle bir niyetim
olmamasına rağmen bir gün okunacak kitaplar listemde sherlock holmes sıraya
girebilirse kitaplardan sizlere pek çok dipnot ve güzel anekdotlar
paylaşabilirim ama yakın gelecekte zor gözüküyor. Yazımızı ilgili filmden bir cümleyle bitirelim: “Bilinçaltındaki
muammalar insanı ihtilafa düşürmeye biçilmiş kaftandır.”------james moriarty.
Sherlock Holmes: A Game of Shadows film eleştirisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder